24 Aralık 2015 Perşembe

Schiller

"Kanatları üstünde yükselmek mi istiyorsun?
At su dünya kaygısını üzerinden
Kaç o dar, donuk hayattan
Ve sığın ülküler ülkesine"

16 Ağustos 2015 Pazar

Marin

Plastik kovanın içinde yaşayan Marin, suyun kovanın altındaki küçük deliklerden akmasından çok rahatsızdı. Çoğunluğu çocukluğundan kalma alışkanlıkları ile, sinirlenip kovanın altına iniyor, sonra sızan sulara hiçbir şey yapamayacağını fark ettiğinde geri dönüyordu yüzeye. Okul arkadaşı Çepi, onu bu sinirli haliyle gördüğünde hep bir terslik olduğunu anlar ve kovanın içine atlamadan ucundan onu seyrederdi. Marin Çepi’yi gördü. Gel artık durma orada, yapacak bişey yok, su her zaman sızıyor dedi. Marin’in öfkesinin geçmiş olduğunu anlayan Çepi kovadaki suyun içine atladı. Ah Marin dedi, üzülüyorum sen böyle yaptıkça. Marin Çepi’ye bakmadı, aklı hala sızan sulardaydı. Bir gün değişir belki Çepi, bir gün buradan su sızmayacak dedi.

 Yeşil bahçenin içinde iplere asılı beyaz çarşaflara baktı Marin, ah dedi, ah şu çarşaflar güneş görüp böyle güzel kokmasalar, buraların çekilir yanı yok. Her şey onların ıslak ve buruşuk hallerinden kurtulup, bir uçtan diğer uca uçuşan bembeyaz hallerini görmek için var . Suyla dolu plastik kırmızı kovadan çıkmak istedi Marin bir an önce. Evin küçük oğlu Çipil asıyordu o gün çamaşırları. Çipil’in acelesi yoktu, daha okul zilinin çalmasına zaman vardı, ama angarya bulduğu bu işi yapması gerekiyordu. Marin kızdı içten içe Çipil’e, şu bembeyaz çarşafların güzelliğini yaşamadan koşturuyor dedi. Oysa bir kere dursa, bir an ve bilerek içine çekse bu güzel yeni yıkanmış çarşaf kokusunu, o da anlar dedi. Çarşaflar birbiri ardına asılıyor, sıra çarşafları tutturmak için Marin’e geliyordu. Bir süredir Marin’in içindeki yay bozulmuş, gerginliği artmış ve sırtında ağrı yapmaktaydi. Aslında kendini daha fazla sıkıp, yayını birden attırsa, belki raporlu sayılıp bir köşede tamir edilmeyi bekleyecek, eğer tamir olacak gibi değilse de, bahçede bi yere atılıp emekliğini erkenden hak etmiş olacaktı. Yayının gerginliği buna müsaitti. Ama istemiyordu Marin bahçenin bir kenarına atılıp işe güce yaramayan mandallardan biri olmayı.
...
Arkasi bi' gün.

Abidinpasa

9 Nisan 2015 Perşembe

SIR

Her yeri aradıktan sonra
Bulduğum şey
İçimde saklı
Tam söyleyecekken
Beni durduruyor
İçimdeki şeyin elleri
Çekiyor beni geri
Dur söyleme! diyor
Bu bir sır
Bu sır seni biliyor
Sakın söyleme onu
O içinde büyüyor

07.08.2014

30 Ocak 2015 Cuma

Anne ben Playboy oldum


Dün akşam anneme gittim.  Malum havalar çok soğuk, evde otururken üzerime öylesine geçirecek bir hırka almak için annemin dolabını açtım. Sonra birden beni bir gülme tuttu. Ama durduramıyorum. Kahkaha atmak gibi değil bu, resmen anırıyorum. Annemin gardırobunda bulduğum poları dışarı çıkarıp anneme uzattım, anne dedim bu ne?

“Ya çok güzel di mi, aşağı yoldan 9 TL’ye aldım” dedi (yanlış okumadınız gerçekten dokuz)

“Dışarı çıkarken içime giyiyorum da çok sıcak tutuyor”.

Ben gülmeye devam ettim.

“Anne” dedim, “sen bunun ne olduğunu biliyor musun?”

“Yoo ne güzel bişey di mi, renkli renkli” dedi. “

“Sen giyme bunu bana ver, biraz giyip getiririm” dedim anırmaya devam ederek. Biraz mırın kırın etti,  manasız gülüşüme de inceden bozularak, poları bana verdi.

Ben de bu sabah annemin Abidinpaşa’dan aldığı poları üzerime giyip işe geldim. İşe gelir gelmez, katılımı ultra lüzumlu bir toplantıya gitmem gerektiğini hatırladım birden. Koşturarak bulunduğum yere uzak binadaki toplantı salonuna gittim. Üst düzey ağır adamların, komik şeyleri ciddi ciddi tartıştığı kutsal mekâna vardım. Toplantı salonunun ortasında, mekâna her geç gelenin saftirik oturma telaşını izleyen onlarca göz arasında, montumu cart curt çıkardım. Normal bir geç gelene ortalama bakış süresinin üzerinde süren bakışların sebebini, ancak dönüp kendi üzerime baktığımda anladım. Takım elbiseli güzel traşlı amcaların arasında, akşam eğlenerek annemden kaptığım polarla kalakaldım. Kıpkırmızı kesilip, hızlıca çıkardım poları. O sırada fermuarı bozuldu birden, iki üç kere uğraştım. Kırmızı suratımla yerime oturup, çok önemli şeyleri dinlemeye başladım.

Annem olsa şimdi burda, çok acayip gülerdi buna :)