21 Mayıs 2013 Salı

Kiraz Kafa

Iki kulağının üstünde, her biri iki saplı kirazlar sallanıyordu. Kiraz kadar kırmızı bir kanepede, pazardan alınma sapsarı bir plastik tabağın içindeki yemyeşil erikleri yerken, kendinden habersiz çocuklar gibi televizyondaki alakasız görüntüleri izliyordu. Gördüğüm guzel gözlerin de kahverengi olduğunu yeniden fark ettim. Baktım. İçime işleye işleye baktım. Kırmızı kanepede yatıp, sarı tabaktan yeşil erik yiyen kahverengi gözlü adam, kulaklarına taktığım kırmızı kirazların sallandığını fark etmeden bana bakıp bakıp gülüyordu. Ben yemesin, hep bana böyle güzel gülsün diye, eline vurup tabaktaki kirazları ona yedirtmiyordum. O da gülüyordu. Hayatta böyle bişeye gülecek çok az insan vardır herhalde. Eline neden vurup, kirazları ona neden yedirtmediğimi bilmiyor, ama o sımsıcak gülüşüyle bana gülüyordu. Öyle içten gülüyordu ki sanki ona hiç böyle şakalar yapan olmamış hayatında diyordum. Hâlbuki ben oyun oynamayı çok seviyordum. O güldükçe ben eline vuruyor, ona kirazları ve erikleri yedirtmiyordum. O buna daha çok gülüyordu. Sarı tabağı alsam kafasına gecirsem cok daha komik olur mu diye düşündüm bi an. Sonra bu hic de komik olmayan şakayı kendi içimde de eledim. Allahtan insanin saçmalamadan önce danistigi bir beyni var. Kulaktaki kirazlar sallanıyordu. Bunu, kendi çocukluğundaki gibi, cinsiyetten hiç anlamayan bir çocuk saflığında yapıyordu. Sanki o kirazları  küçükken mahallede oyun oynarken takmışız, gülüyormuşuz da henüz “erkekler kulağına kiraz takmaz” diyen bi abi gelmemiş gibi oynuyorduk. O an tek eksik benim kafamdaki iki topuzdu sanki. O iki topuz da olsa her sey tam olacakti. Topuzlarim olsaydı belki kırmızı koltuk havalanacak, bizi, kiraz ve eriklerimizle beraber ucuracakti. Ucmayalim diye içeri gidip iki topuz yapma fikrimden vazgeçtim ve kestim şakayi. Kiraz kafa televizyona döndü. Gerçek yaşamın sanal görüntüsü mu yoksa sanal hayatın gerçek kopyası mi olduğuna karar veremediğimiz hayatlar dönüyordu yavaş ve hızlı şekilde. Hem yavaş hem hızlı şekilde. Beynimdeki görüntüler gibi hem yavaş hem hızlı şekilde. Kontrol edemedigim tüm duygu ve dusunceler hic olmadığı kadar yalindilar o an. Bir kiraz ve bir erik renkli bir kanepede oturmak icin yeterli tek sebepti. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder